BURSA DA BİR İSKİLİP Lİ- AHMET NECATİ BARDAKCI
1953 Yılında Bursa’ da doğan Ahmet Necati, İskilipli ailenin çocuğudur. Babası lokantacılık yaparak, geçimlerini sağlamıştır. Kiralık evde otururlar. Dört kişilik aile, babalarının geliri ile zor geçinir. Kahraman anne, babasının getirdiği kazancını yetirmeye çalışır. Fırsat buldukça iki çocuğunun elinden tutar, Bursa Ulu Camiine götürür. Gelip giderken de çocuklarına nasihat ederek, doğruluğu dürüstlüğü aşılamaya çalışır.
Ahmet, ilkokul 5. Sınıfı İskilip’te, Azmi millî ilkokulunda okur. İlkokuldan mezun olunca, tekrar Bursa ya döner. Ortaokula başlayınca hem okula devam eder, hem de çarşı da pazarda bir şeyler satarak ailesine katkıda bulunmaya çalışır.
Ortaokuldan sonra, ticaret lisesine kayıt olur. Lise’ de okurken, akşamları düğün salonun da fotoğrafçılık yapmaya başlar. Bursa’nın fotoğraflarını çeker. Elinde halen, Bursa’nın 1970 li yıllarına ait, birçok fotoğraf bulunmaktadır. Bu arada tanıdığı marangoz dükkânında çalışarak, sanat öğrenir. Kapı pencere kasası montajına gider. Okul, marangozluk, resim çekme. Bu üçünü de aynı döneme sıkıştırmıştır.
Bütün gücü ile çalışır ama ekonomik olarak işlerini düzene sokamamıştır. Sevgili annesini rahat ettirememiştir.
Ulu camiye gider. Namazını kıldıktan sonra, caminin arka tarafında bulunan “ Hızır aleyhis selamın yazdırdığı söylenen” VAV harfinin önünde dua ederek, Cenabı Allahtan sıkıntılarının giderilmesi için dua eder.
Ertesi günü yerel bir gazete de, 240 dairelik bina inşaatının ahşap doğramasının yaptırılacağı haberini okur. Hemen görüşmek için, belirtilen inşaat firmasına gider. Birçok insan, firmanın sahibi ile görüşmek için sıra beklemektedir. Görüşmek için sıra da bekler. Diğer bekleyenlerin görüşmeleri bitmiş, sıra Ahmet’e gelmiştir. Patron içerden bağırır” Görüşmek için bekleyen var mı? Genç birisi bekliyor denilince, gelsin der. Karşısında 18 yaşlarında birisini bulur. Ha uşağum niye geldin? Diye sorunca Ahmet- “ ben ilan verdiğiniz 240 dairenin doğramasını yapmak istiyorum.” Der. İşyeri sahibi- “ Sen çok gençsin. Yanına bu işi yapabilecek, tecrübeli birini bulursan işi sana veririm.” der.
Ahmet, marangoz atölyesi de bulunan bir usta ile anlaşarak, birlikte müteahhide giderler. Müteahhit işi bunlara erir. 18 ayda bitirmek üzere anlaştıkları işi, 9 ayda bitirip teslim ederler. İşin bitiminde marangoz makinaları, kerestesi, sermayesi olur. Bundan sonra alacakları işte de bu iş referans olur. Bu dönemlerde Bursa da çekirge semti, yeni yapılanmaktadır. Yeni yapılan evlerin, çoğunun doğramasını Ahmet yapar. Yeri gelir, rampa da bulunan evlere doğramayı sırtında taşır. Bu şartlarda para kazanır, çevre edinir.
Bu işten sonra Bursa da, beyaz eşya ve mobilya satış mağazası açar. Çevresi ve tanıyanları çoğalmıştır. Mağazasına düğün alış verişi yapmaya gelirler. Toplam fiyat ortaya çıkınca, ödemeyi nasıl yaparız diye sorun çıkar. Ahmet nereli olduklarını sorup, köyleri Bursa’ya yakın ve gelişme sahasında ise, arazi karşılığında malı vereceğini söyler. Belki de Bursa’da, bartır sisteminin ilk uygulayıcısı Ahmet olur. Bu durum mal alıcılarının da kolayına gelir. Bir bir gayrimenkul alırken, Ahmet’in dönümlerce arazisi olur. Bunların çoğunluğu ’da zeytinliktir.
Ahmet inşaat işine de girer. Binaları yapıp satar. Fırsat buldukça da gayrimenkul yatırımına devam eder. Hiç bir zaman geldiği yeri unutmaz. Har vurup harman savurmaz. Çocukları ’da kendisi gibi mütevazı bir hayat sürer. Ne oldum delisi olmamışlardır. Sabah saat 5-6 da tarlanın başına gidip, bakımını yaptırır. Akşam da 9-10 da evine ancak döner. Dostları ziyaretine geldiğinde, onlarla birlikte olacak zamanı da bulur.
Ahmet’in resim çekme alışkanlığı, dost ve akrabaları ile hatıralarını videoya çekme alışkanlığı devam ediyor.
Ahmet’in örnek alınacak çalışma azminin, okunması için bu yazıyı kaleme aldım.
Kendisine sağlık, sıhhat, afiyet diliyorum.
Mustafa Yolcu- 8.9.2017