Düş Hekimi Dedem
Bazen rüyalarıma kaçıyorum,
Kehkeşan semalarından Rahvan atlar gibi süzülüp,
Ruh duvarlarımın darlandığı zamanlarda.
Ve sen, hep karşıma çıkıyorsun,
o güler yüzlü bakışlarınla,
Öğüt veren, nasihat eden varlığınla,
Bir Düş hekimi edasıyla,
Adını özümün gizinde yaşatıyorum,
Sana yazdığım hikayelerle
7 çocuklu 12 torunlu Ali Bekçi‘nin ilk torunu
yaz diyorum, senin işin “Ata’nın adını yaşatmak” diyorum, bir düş hekimi edasıyla,
Her dem, Yüreğimin başına koyuyorum seni,
Kehkeşan aleminden savrulduğum bu yeryüzünde,
Sözde yazıyorum,
ama öz’de yaşatamıyorum hikayelerimi.
Bazen “izahı olmayanın mizahını” dillendiriyorum,
Bazen de bu kadim coğrafyanın her hangi bir toprak damında Bam teli’ne dokunuyorum, Gazeteci Tayfun Talipoğlu gibi, .
Ömür treni’nin yeryüzü vagonunda,
Uçsuz bucaksız ovalarda dolu dizgin dolaşan
Yılkı atları gibi, sığamıyorum kabıma.
BİLİNMEZ MEŞHUR seni yolluyor,
Rahmani bir dokunuşla,
Gönül yaralarıma, Fizik ötesinden
Düş haneme, bir düş hekimi sıfatınla.
Ne olur bir gün rüyamda da olsa dinle beni,
Tut elimden , yine gidelim,
Kasımpaşadaki Kuyu kitabevine ,
Hikaye kitapları almaya,
Bir pazar sabahı yan yana izleyelim yine,
İyi kötü çirkini,
Muzip bi şekilde yak yine kolumu çay kaşığıyla,
Nasıl özlediğimi anlarsın o zaman.
Sonra savur beni, kehkeşan diyarından fizik ötesine,
Ölüm değilde, yokluğunu yakıştıramıyorum kendime,
Bilmemki bir daha gelirmisin
Sen dünya denilen bu yuvarlak otelde dedemsin,
çocukluğumda kahramanımsın
Gülüşünde Sadri Alışık’sın
Sert bakışlarında Antoni Quin
Yakışıklılığınla Cüneyt Arkın’sın,
Rüyalarımda nasihatını esirgemeyen Atam
Sonsuzluğun başlangıcında
Düş hekimi varlığınla her dem baş tacısın.
Rahmetle Minnetle
HÂKTAN EMRE KUL / CEBİMDE HİKAYELER / 30 KASIM 2022