Bir Virüsün Öğrettikleri
İsyan ettiğimiz öyle bir refah dönemi yaşıyormuşuz ki virüs gelince fark ettik,
Öyle bir özgürlüğümüz varmış ki virüs gelince fark ettik,
Çok güzel yiyip içiyor gezip dolaşıyormuşuz ki virüs gelince fark ettik,
Dolmuş paramızın olmadığı dönemde özel arabalarımıza geçmişiz kullanamayınca virüs gelince fark ettik,
Camiye giden gitmeyeni beynamaz, gitmeyen gideni yobaz sanıyordu. Herkes kendine Müslümanmış virüs gelince fark ettik,
Niye camiden bahsettin diyebilirsiniz.. Bir gün abdest alıyorken yeni gelen biri direk camiye girince yanımdaki abdest almadan giriyor deme cehaletini göstermişti. Bugün herkesin evden abdestli gelebileceğini virüs gelince fark ettik,
Sahip olduklarına sahip olamayacağını her şeyin elinde olamayacağını virüs gelince fark ettik,
Buraya sığdıramayacağım kadar çok daha fark ettiklerimiz vardır tabi
Ancak…
Bu virüste benim mantığıma tam oturmayan acayiplikler var..
Birincisi yetişemediğimiz teknolojinin bizi sanki aynı kafese koymak üzere üzerimize geldiği artık bizi istediği gibi yönlendirmeyi amaçlıyor. 8 milyarlık dünyada bu virüsten ölenlerin sayısının oranı nedir ki? Dünya toplumlarını aynı kalıba sokabiliyor. Vaka sayısı nedir ki aynı kalıba sokuluyoruz…
Ülkemizden bahsedelim 83 milyonluk bir ülkede virüsten ölenlerin sayısı öne çıkarılıyor ve dünyada böyle sanki bir düğme ile bütün dünya liderleri toplum kuruluşları yönlendiriliyor gibi geliyor.
Dün Ülkemizde Virüsten 34 kişi vefat etti.
Şimdi soruyorum dün kalp krizinden kaç kişi öldü? Beyin kanamasından kaç kişi öldü? Çoklu organ yetmezliğinden kaç kişi? İnanınki rakamları duyunca ürperiyorum.
Dünya ekonomisini parmak ucunda oynatıyorlar ve öyle bir psikolojik baskı var ki kimse hadi oradan intihar eden daha fazla desen duyulmuyor.
Ama Brezilya başkanı karşı çıktı diye dünya üstüne gidiyor yine ürperiyorum toplumlara çaresizsiniz sizi istediğimiz gibi yönetmemize izin vermezseniz çaresiz bırakırız diyorlar gibi geliyor..Eğer bu virüs kafamıza takılan gibi toplumları dizayn etmek için kullanılıyorsa niye gerek duydukları geliyor akla..İlk gelen küresel göçü frenlemek unutturmak için hatta göçe gerek duyanları sanki imha etme planı gibi..
Düşünsenize 10 yıl daha göç hareketi aynı devam ederse Avrupa’nın seçerek alması, Amerika’nın duvar yapması bir işe yarar mı?
Ne ekonomistim nede siyasetçi ama her şeyin bir sonu olduğunu biliyoruz..
Doymak bilmeyen kapitalizm denen küresel sermaye doyacak.. Mide bulamadığında sömürdüğü toplumlara geri döner mi ?
28.05.2020 İsmail ÖZTEMÜR