İSKİLİP’TE SPORUN GEÇMİŞİ
Bizim çocukluğumuzda spor denilince, güreş, futbol, voleybol akla gelirdi. Haçeren’de, şimdi Endüstri Meslek Lisesinin bulunduğu alana, spor sahası denirdi. Alan, spor sahası ebatlarına göre kireçlenir, futbol çalışmaları ve maçlar bu saha da oynanırdı.
Halamın oğlu Ahmet Dursun, futbol maçlarda santrafor olarak oynardı. Maç ve antrenman sırasında, saha gerisinde kaçan topları yakalamak için beklerdik. O vakitler İskilip spor, maddi olarak zor ayakta duruyor, eşofmanlar, toplar, malzemeler eksik ve yetersizdi.
Mahallemizde, iki duvarın arasına gerdiğimiz ip ile voleybol oynardık. Oyun sırasında top, evlerin camına çarpar, çamın kırıldığı ’da olurdu. Evin sahibi bizi, bu sebeple okuldaki öğretmenimize şikâyet etmiş, öğretmenimizden ceza almıştık.
Yılda bir kez ’de, şimdiki Türk Telekom’un olduğu yerde, yağlı güreş yapılırdı. Güreşin yapılacağı, 1-2 ay önceden ilan edilir, tüm İskilipliler güreşi seyretmeye çağırılır, İskilip dışından ’da güreşi seyretmeye gelenler olurdu. Güreş seyrine ücretli biletle girilir, toplanan para ile ilk üç kademenin ücreti ödenir, alt kademeye katılanların parası, seyircilerden güreşçiler tarafından toplanırdı.
Güreş günü, İskilip’e birçok insan gelir, esnaf bayram eder, fırınlar’ da ekmek kalmaz, lokantalar da yemek tükenirdi.
Ben de sabah erkenden, güreş seyretmeye giderdim. Çocuklar para ödemeden, güreş sahasına girer, davullar, zurnalar çalar, insanlar şevke gelirdi. Güreş sahasına, kemre denilen hayvan gübreleri dökülür, böylece güreşçilerin yara almamaları sağlanır. Sahaya gelen güreşçiler, valizlerinden kispetlerini çıkarır giyerler, bir kısmı ’da zeytin yağı ile yağlanırdı. Sahanın dış kısmında su, ayran, gazoz, köfte satılır, zaruri ihtiyaçlar giderilirdi.
Bir önceki yılın baş pehlivanı, en son güreşe girer, baş altı ve 3. Dereceye pehlivanlar güreşerek gelirler.
Cazgır denilen kişi de aşağıdaki nakaratı okur:
Allah Allah illallah
Erler Çıktı Meydana,
Biri Birinden Merdane,
Biri Ak, Biri Kara
Mevla’m Her Birine Kuvvet Vere.
Bu Meydan Er Meydanıdır,
Nice Koç Yiğitler, Bu Meydandan Geçti,
Acı Tatlı Suyun İçip Göçtü
Atlar Gibi Tepisin,
Aslanlar Gibi Kapısın
Ya Muhammed Ya Ali
Pehlivanların Piri Hazret-İ Hamza Veli,
Tellal Çıksın Aradan,
Hepsine Kuvvet Versin Yaradan,
Pehlivan, Pehlivan
İşte Meydan, İşte Pehlivan
Güreş Edenlere Yardım Eder Hazret-İ Yaradan
Hani Ali, Hani Veli
Pirimiz, Üstadımız Hazret-İ Hamza’dır Belli
Karşıdan Gelir Kır At, Kanatları Kat Kat,
Gönderelim Hazret-İ Muhammed’e Salavat.
Allah Allah illallah,
Hep birlikte Pehlivanlarımıza
Alkışlar diyelim Maşallah
Her kademede güreşçiler, cazgırın bu nakaratı ile meydana çıkar, davul zurnalar’ da meydanı inletirdi. En heyecanlı güreş, baş pehlivanlık güreşi olur, İskilip’in baş pehlivanı olan Kozverenli İsmail Çördük, baş pehlivanlığı kimseye kaptırmazdı. İsmail Çördük, yağlı güreşte Türkiye ve Avrupa şampiyonu olmuştu.
Güreş sona erdikten sonra, güreşçiler ellerinde valizleri ile birlikte hamama gider, yıkanırlardı. Yağlı vücutlarının Hamam’da nasıl temizlendiğini merak ederdim. Güreş, Türklerin ata sporu olarak bilinir. Erkek çocukları, çocukluktan itibaren güreşe merak salar babalar, amcalar, dayılar çocuklarını aile ortamında güreştirir, onları zevkle seyrederdi. Anneler, çocuklarının güreşmesine karşı çıkmaz ama çocuklarına güreşirken bir şey olacak diye korkarlar.
Unutulmuş olan, başka bir sporumuz ’da cirit oyunudur. Küçükken İskilip düğünün’ de, iki sefer CİRİT oyununu seyrettim. Savaş oyunu olan cirit, ata binmeyi, mızrak atmayı sembolleştiren sopa atmayı, müsabakada centilmen davranmayı hedef almıştır. Ata sporumuz olan CİRİT’İNDE, tekrar memleketimiz de hayat bulmasını arzuluyorum.
Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunduğu için, sporu her yaşta yapmaya çalışmalı, çocuklarımıza örnek olmalıyız.
Mustafa Yolcu- 19.12.2018