Taksicinin Hatırası
Ankara’da taksiye binip, Kızılay’a geldim. Taksiciye parasını verdim ve bana, paranın üzerini uzattı. Paranın üzeri iki lira eksikti. Paranın üstü kalsın dedim.Taksici “olmaz abi, bir dakika bekle hemen getiririm.” dedi.
Yıldırım hızı ile taksiden inip, başka bir taksiciden para bozdurup, paranın üzerini getirdi. Abi vaktin varsa, size bir şey anlatacağım dedi. Bende vaktim var, seni dinliyorum dedim.
Taksici anlatmaya başladı. Abi ben fakir bir ailenin çocuğu idim. Babam iş bulursa çalışır, bulamazsa eve para girmez, sıkıntı çekerdik. Her halükârda Allaha şükrederdik.
Biz gecekondu ’da oturuyorduk. Bitişiğimizde, dört katlı apartman vardı. Oraya bakar imrenirdik. Benim arkadaşım o binada oturan, varlıklı aileydiler. Bu bina ‘da üç daireleri, iki tanede taksi plakalı arabaları vardı. Sokakta iken babamın eve gelip gittiğini görünce ayağa kalkmazdım. Arkadaşımın babası eve gelip giderken ayağa kalkar, onu uğurlardım. Oda bana arada sırada, harçlık verirdi. Harçlığı alınca çok sevinir, o parayla ihtiyacımı alırdım. Benim ağabeyim vardı, oda bizimle aynı kaderi paylaşırdı.
Ağabeyim okula devam etmedi. Otomobil ehliyeti aldı. Komşumuz ona taksisinde iş verdi. Gece veya gündüz taksiyi çalıştırıyordu. Komşumuz ağabeyimden memnun olmuş ki, çalıştığı takside ona hisse verdi. Ağabeyim evlenince, komşumuzun dairesinin birisini kiralayıp oturdu.
Bende ortaokuldan sonra okumadım. Otomobil Ehliyetimi alınca, bende takside çalışmaya başladım. İki kardeş var gücümüzle çalışıp, ailemizi rahat ettirmeye gayret ediyorduk. Babam bize nasihat eder, kimsenin hakkını üzerimize almamamızı söylerdi. Babamızın nasihatlarını, can kulağı ile dinlerdik.
Komşumuzun oğlu, düzenli çalışmayıp, gününü gün ediyor, eline geçen parayı harcıyordu. Babasının tefecilik yaptığını duyuyor, üzülüyorduk. Bana’da taksiden hisse verdi. Ağabeyimin oturduğu daireyi, taksitli olarak komşumuzdan aldık. Artık bizim ’de dairemiz, bir tanede taksimiz olmuştu. Babam durumumuzdan çok memnundu. Onu işe göndermiyor, evimize biz bakıyorduk.
Daha sonraki yıllarda, komşumuz bütün dairelerini, iki taksisini’ de bize sattı. Babam’ da gecekondudan çıkıp, aldığımız daireye yerleşti. Komşumuz iflas edip, işlerini dağıttı. Başka bir semte taşındılar. Arkadaşım olan komşumuzun oğlu, başkasının taksisinde çalışmaya başladı. Biz ise kılı kırk yarıyor, baba nasihati olarak kimsenin hakkını üzerimize almamaya çalışıp, gece gündüz çalışıyorduk. Sizin iki liranızı’ da bu sebeple iade ettim dedi. Taksicinin anlattıklarından çok etkilendim. Bu anlattıklarını, bazen başkalarına’ da anlatıyormuş.
Doğruluk dost kapısı. Bir tarafta fakirlikten, varlıklı hale gelme. Diğer tarafta varlığını kaybetme. Hayatta hiçbir şey, sebepsiz değil. Kula bela gelmez, kul azmayınca. Kul bela bulmaz, hak yazmayınca. Büyüklerimiz böyle demiş, ders alana.
Mustafa Yolcu- 26.10.2019