Giresunlu Gurbetçi Türk’ün Rotası
2020 yılında ‘Köklere Dönüş’ adını verdikleri projeyle Bursa’dan Giresun’a kadar pedal çevirip bisikletle Gemlik’den Giresun’a giden Giresunlu hemşerimiz Celal Aktaş yapmış olduğu paylaşımında bir Gurbetçi Türk’ün hikayesini kaleme aldı.
İşte o paylaşım;
Sevgili dostlar meraklı Takipçilerim
Bana Gemlik’de ağzı alışmış, bazen dikkatsizce kelime tüketen Vatandaşlar ‘Almancı’ diyorlar. Ama ben basbayağı bir Türk’üm, hem de Gurbetçi bir Türk; Hepsi bu.
Almancı genelde ‘bitmez tükenmez parası var’ anlamına gelen bir terim aslında biraz düşünüldüğünde ‘yani kesinlikle bizden olmayan ‘öteki’ bir insan tipi’ anlamına geliyor. Ne Türk kimliğim kalıyor, ne de müslümanlığım. Bunun hakaret içeren daha fazla yorumlarına artık burada inmek istemiyorum.
Ben 45 yıl önce anarşiye kurban gitmeyeyim diye, ailem tarafından İnegöl’deki talebe yurdundan Almanya’ ya (zorla) aldırıldım. Oysa bir Türkiye sevdalısıydım, yaşım 15’di doktor olacaktım: Ne dinini ne dilini bildiğim bir ülkede 10 yaşındaki çocukların sınıfına sokuldum, onların alay konusu oldum ve kendimi bir kaç ay sonra yanan binaları temizleyen bir işte buldum. Hala içimde bu isyanı hissediyorum!
Yaşım 60, bir kaç yıl önce beni hastalıklardan olayı emekli yaptılar. Hatta % 60’lık engelli kimliğim bile var. Üzgünmüyüm hastayım diye? Hayır. Hastalık benim düşmanım değil bir hayat arkadaşımdır.
Çocuklarım sağolsunlar. Doğru bildiklerini yaptılar. Ben her zaman onların doğrularını destekledim, benim doğrularımı onlara zorla satmadım. Artık maddi desteğime ihtiyaçları yok.
Mutlu bir şekilde boşandım, birbirimizden para – pul da istemedik. Mütevaziyim ama cimri değilim, lükse – israfa kaçmamaya çalışıyorum. Tasarruf ettiğim parayı eşit şekilde ya insanlara ya da hayvanlara harcıyorum.
Yani özgürüm. Bağımsızım. Hastayım, bu yüzden ölene kalan olan zamanımı çar – çur etmek istemiyorum.
Gurbetde kaldıkça “Türkiye Sevdam” daha da arttı, okuduğum üniversiteler edindiğim meslekler benim merakım daha çok kamçıladı. 40 yıl Alman’lara hatta onlardan çok orada yaşayan Türk’lere anlattım 1. (Orta Asya) 2. (Anadolu/İslam) ve 3. Kimliği (68 kuşağı sonrası Postmodern Hristiyan toplumda kırdan gelen Türk’ler)
Oysa Türkiye’nin sunduğu dinler, kültürler, alt kültürler o kadar kıymetli ve değerli ki yeni yetme Multikültürel ülkeler bu deneyimlerden faydalanıyorlar.
İşte sevdalısı olduğum bu toprak ve bu toprakların insanını Karavan ile araştırıyorum: Vardığım yerde bir çaylık zamanda orada hocam rehberim oluyorlar, onları pişiren değerleri benimle paylaşıyorlar.
İşte bu pişmektir derdimiz, bu dur doğrumuz. Bu yüzden sabah ‘ Bismillah’ deyip akşam nerede kalacağımızı, hatta orada kaç gün kalacağımızı bilmeyiz.
Bu istikamet de Karavan rotamız İç Anadolu – Ege – Marmara karması olup da kış ikliminde yüksek dalgalar arasında sükuta varan Türk ve Yunan adalarını da dahil edecektir.