Azerbaycan Zaferi Kutlu Olsun
Karabağ Nasıl İşgal Edildi?
Gemlik’teki Giresun Cemiyeti 2 Nisan 2012 akşamı bir toplantı tertip etmişler. Beni de davet ettiler.
Bursa’dan biraz erken çıktım. Öğleden sonra dört civarında Gemliğe vardım. Her zaman olduğu gibi bayiden iki mahalli Gemlik gazetesi aldım. Sahildeki ‘’ Beyza çay bahçesine ’’ oturdum, çayımı söyledim.
Gazeteleri okumaya başladım. ‘’ Divan ’’ başlıklı makale dikkatimi çekti. Gemlik Gündem gazetesinin Yedinci sahifesinde Sefer Aşır Erarslan İmzalı ve ‘’ Monşer Şarap ve … ’’ başlıklı makaleyi bir solukta bitirdim. Bitirdim bitirmesine ama kan beynime sıçradı. Giriş paragrafında şöyle yazıyordu :
‘’ Özelikle tek parti döneminden hariciyemiz Türk soyundan ve Müslüman imanından olmayan adaların istilasına uğramıştır… ’’
Tek parti döneminden kastı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün iktidarı yıllarıydı. Pontus zihniyetli bu zat Atatürk’e resmen iftira atıyordu.
Üçüncü çayımı da söyledim fakat kan beynime hücum etmeye devam ediyordu. Yanımdaki boş masalarda insan suretleri peydah oldu. Bana Doğru bakarak acı acı tebessüm etmeye başladılar. Bunlar Gazi’nin Büyük Elçileriydi.
Ali Fuat Cebesoy, Ali Fethi Okyar, Hüsrev Gerede, Fahreddin Türkkan, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Yahya Kemal, Mahmut Şevket Esendal, Tahsin Mayapetek, Behiç, Erkin, Numan Menemencioğlu, Yusuf Kemal Tengirşek ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu. daha dikkatli bakmaya başladım `sanki Yakup Kadri uzun paltosunun içinde ayakta duruyor bana bakıyordu. O kadar dalmışım ki Tevfik Rüştü Aras’ı en son hatırladım.
Bu isimleri bir anda nasıl tanıdım. Nasıl aklıma geldi, şaştım kaldım. Hemen yazmaya başladım. Bu isimleri Milli Mücadele tarihimizi okurken karşılaşmıştım ve artık onlar benim asla unutmayacağım kahramanlarımdı.
Hemen acele cevap vermeliydim.
Köşe yazar Azerbaycan Bakü Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler Fakültesi öğrenim üyesi iftira etmeye devam ediyor.
‘’ Türk olmayanların hariciye tarafından tercihinde diğer bir etken ise Türk olmayanların sık sık yurt dışına çıktıkları yabancı lisanları iyi bildikleri olmuştur. ’’
Biri çıkıp sormuyor yabancı lisan bilmeyenlerin dış işlerinde ne işi olabilir?
Belli ki; S. Aşır Eraslan, Azerbaycan’a ‘’ vazifeli ’’ olarak gönderilmiş. O tarih Fethullah Kürdi ajanlarının ‘’ Milliyetçi-ülkücü ’’ maskesi takarak Azerbaycan’a çöreklendikleri tarihe tekabül ediyor.
‘’ Vazife Türk gençlerini zehirlemek … ‘’ Ve maalesef muvaffak oluyorlar.
Bu tespitlerden sonra 2 Nisan 2012 makalemizde ‘’ Devlet Terbiyesi Sadakat ve Liyakat ‘’başlığı altında şöyle yazmışız :
‘’ Şahsen tanışıp sohbet ettiğim Ebulfeyz Elçibey’den sonra Azerbaycan büyük sarsıntılar yaşadı. Demokrasi getireceğiz bahanesi altında yerden mantar biter gibi 60 siyasi parti kuruldu. Sadece muhalefet yapmakla vazifeli 600 muhalif gazete yayın hayatına başladı. Henüz kurulma safhasındaki bir devleti yıkmaya kalkışmak Azerbaycan Türklerinin akıl edeceği bir iş değildi. ‘’ Batıdan gelen milliyetçi yardımsever maskesi takmış casusların bir hayli tesirli oldukları anlaşılıyor.
Çoğunluğu şair olan bir millet bir de ‘’ Hümanizma illetine ‘’ tutuldu mu işgalci Ermeni’yi ‘’ emekdaş ‘’ görür. Bir de demokratlık illetine maruz kalırsa Karabağ’ı kaybetmekle ucuz kurtulmuş sayılmalıdır.
Tarihte hiçbir ihanet saklı kalmamıştır. Zamanın ruhu onu mutlaka ortaya çıkarmıştır. Er ya da geç.
Türk Tarihinin temel gerçeği şudur: Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e iftira atanlar yine tanrı tarafından mutlaka cezalandırılmıştır er ya da geç…
‘’ Münevverler Cepheye! ‘’
Büyük Türkçü düşünür Ağaoğlu Ahmet Bey 14 ağustos 1921 tarihli Vakit gazetesinde ‘’Münevverler Cepheye ‘’ başlığını tanıyan bir makale yayınlamıştır ve derhal cepheye koşmuştur. Sakarya savaşı öncesidir .Nazım Hikmet gibi Moskova’ya değil. Ankara’ya koşmuştur. Ağaoğlu Ahmet Bey 1869 yılında Karabağ’ın Şuşa şehrinde doğmuştur.
‘’ Devlet Adamı Mesut Yılmaz Bey ‘’
İlk dışişleri bakanı olduğu tarihlerde muhalefet millet vekilleri ile de görüş alış verişi yapıyor Giresun millet vekili iki okul arkadaşımla Dedeman otelde çay içecekler. Beni de davet ettiler
O günlerde yine ermeni meselesi var:
Benim de görüşümü sordular. Şöyle söyledim :
‘’Nizamiyesinde Rus askeri bekleyen ermeni millet değildir milleti olmayanın devleti de olmaz. İt’in hatırı yoktur sahabının hatırı vardır. Rusya ile görüşmeniz daha münasip olur. ‘’
Mesut Yılmaz önce partisine değil, devletini düşünen siyaset erbabı idi. Allah gani gani rahmet eğlesin
Ebulfeyz Elçibey
Karadeniz ekonomik işbirliği anlaşması Çırağan Sarayında imza edilirken ben de ordaydım. 1992 yılının 1 ve 2 Haziran tarihlerinde Elçibey ile iki gün sohbet ettim. Zaten yabancı lisan bilmediğim için ancak onunla konuşabilirdim. Soğuk çay demlemeyi Elçibey’den öğrendim
Elçibey, çok çile çekmiş ve hapishanelerde yatmış. Milliyetçi vatanseverdi. Ben de bıraktığı intiba şair ruhlu biraz romantikti.
Vedalaşırken; ‘’Bizler Atatürk’ün kıymetini bilemedik. O bize bütün yolları göstermişti…’’ dedi.
Ve Ganire Paşayeva
Kafkas İslam Orduları Kumandanı Nuri Killigil Paşa’nın gıyabi cenaze merasiminde Atilla Oral arkadaşım tanıştırdı. Onu en son asker elbisesiyle televizyonlarda gördüm.
Türkçeyi bu kadar güzel konuşan çok az hanım tanıdım.
Ne giyse yakıştığı gibi ne konuşsa çok yakışan harika bir hatip. Tanrı nazarlardan saklasın.
Azerbaycan Zaferi kutlu olsun, daim olsun.
Ebediyete intikal eden kahramanlara tekrar rahmet diliyorum.
Ganire Paşayeva ve arkadaşlarına uzun ömürler diliyorum
Yazmazsam olmazdı,
Hisse kapılır mı, bilemem
Saygılarımla.
İsa Ruhi GÖBÜT – Nilüfer-Bursa – 17 Kasım 2020