Yağlıdere’den ABD’ye Göç Azaldı
Rum Lefter’in 1969 yılında terzi İzzet Aydın’ı Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) yanında götürmesi ile başlayan ve yıllar boyunca artarak devam eden göç nedeniyle ’Küçük Amerika’ olarak anılan Giresun’un Yağlıdere ilçesinden bu ülkeye göç artık azaldı.
50 yıllık geçmişi olan göçün başlangıç hikayesi ise oldukça ilginç. Göçün hikayesi 30 Ocak 1923 tarihinde Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan ’Türk-Yunan Nüfus Mübadelesine ilişkin Sözleşme ve Protokol’ sonrası başlıyor. Mübadele ile Doğu Karadeniz’den de Yunanistan’a göç başlar fakat birkaç aile doğdukları toprakları bırakamaz. Doğduğu toprağı bırakmak istemeyen ailelerden birisi Yağlıdere ilçesi sınırlarında bulunan Gebekilise köyü olan ve mübadele ile Çağlayan köyü isimi alan bölgede yaşamını sürdürür fakat 1930 yılında aile de göç etmek zorunda kalır. Göçe hazırlanan ailede ilk önce evin en büyüğü olan dede sonra anne vefat eder. Baba ise Yunanistan’a gidip bir düzen kurmak ister ve bunun için Yağlıdere’den yaya olarak yola çıkar ve Sivas Suşehri’ne kadar yürüyerek gider fakat yolda hastalanınca vefat eder ve orada defnedilir. Aileden geriye kalan iki çocuğa köylü sahip çıkar. Küçük yaşta yetim kalan Lefter ve kız kardeşi yaşları 18’i geçince akrabalarını aramak için köyden ayrılır. Gemiyle İstanbul’a oradan da trenle ilk önce Yunanistan’a oradan da bir süre sonra ise gemiyle Amerika’ya göç ederler. İşte bu göç hikayesi bir ilçenin ABD’ye uzanan yolculuğunu başlatır.
İlçeden ABD’ye ilk terzi İzzet Aydın göç etti
Kendisine bakan aileyi hiç unutamayan Lefter, 1963 yılında ABD’den doğduğu topraklar olan o zaman ki ismi Camiyanı olan Yağlıdere ilçesine gelir ve köyüne çıkar. Burada kendisine bakan yaşlı kadını arayan Lefter köylülerden kendisini büyüten kadının öldüğünü öğrenir. Doğduğu toprakların maddi zorluklar yaşadığını da gören Lefter ilçeden tek ayrılmak istemez. Kendisi ile bir kişiyi ABD’ye götürmek için işlemleri başlatan Lefter’e ilk başta kimse sıcak bakmaz ama ilçede terzilik yapan İzzet Aydın gitmek istediğini söyler. Böylelikle ilk Yağlıdereli 1969 yılında ABD’ye göç eder. İzzet Aydın’ın ardından başlayan göç 1985 yılına kadar 2-3 kişi olarak devam eder ve yıl 1985’i gösterdiğinde göç dalgası başlar.
Rum Lefter’in 1969 yılında İzzet Aydın ile başlattığı 50 yıllık göç hikayesi ile ilgili konuşan Yağlıdere Belediye Başkanı Abdurrahman Kırhasanoğlu, bugün ABD’de yaşayan Türk nüfusunun yüzde 70’den daha fazlasını Yağlıdereliler’in oluşturduğunu hatırlattı. Dönem dönem ABD’nin ilçe halkına gizli ambargo uyguladığını da belirten Kırhasanoğlu, bugün 16 bin 758 nüfuslu ilçe için ABD’nin bir cazibe merkezi olmaktan çıktığını kaydetti. İlçenin son 10 yıllık değişiminde bunun önemli rol oynadığını kaydeden Başkan Kırhasanoğlu, ABD’deki hemşehrilerine de “artık dönün” çağrısında bulundu.
“Eskiden herkes daha okul çağlarında ABD’ye bir şekilde gitmenin hesabını yapmaya başlardı”
Kırhasanoğlu, “Türkiye’nin AK Parti döneminde refah seviyesinin yükselmesi ilçelimizde olan gelişmeleri de hesap edersek son zamanlarda ABD’ye talep bayağı bir azaldı. Eskiden öğrenciler okumayı bırakıp Amerika’ya gitmenin hesabını yapıyorlardı ama şu anda çok şükür okullarımızda eğitim seviyesi yükseldi ve herkes Türkiye’de belli bir yerlere gelmek için mücadele ediyor. 10 yıldır belediye başkanlığı yapıyorum. Göreve geldiğim günden önceki Yağlıdere’nin durumu ve şu anki durumu belli. Dışardan gelen konuklarımız, ilçede oturan vatandaşlarımız bu çalışmaları takdir ediyorlar” dedi.
Yağlıdere’nin refah seviyesinin yükseldiğine dikkat çeken Kırhasanoğlu, ilçede iki fındık kırma fabrikası, bir su fabrikası bulunduğunu belirterek istihdam sağlandığını kaydetti. “İlçenizi unutmayın, gelin burada yaşayın” diyen Kırhasanoğlu şöyle devam etti:
“Amerika’ya en son gittiğimde bir arkadaşımızın yanında kaldım. 20 yıldır ilçeye gelmemiş. Bende dedim ki, ‘sizin gittiğiniz zaman ki gibi değil Yağlıdere, bir dönün bakın ve görün’ dedim arkadaş ve daha sonrada tamamen ilçeye dönüş yaptı. Gurbette kalmak, orada çalışıp kazanmak güzel bir şey ama memleketini, ilçesini unutmasınlar gelsinler buraya, burada da yaşasınlar.”